Image Slider

Saç Bakım Rutinim Evde Lip Balm Yapımı Bacak Bakımı

14 Mart 2016

İstanbul - Fener Balat Gezisi İzlenimlerim.

Merhaba,

Bugün sizlere Pazar günü yaptığım spontane gelişen bir gezimden bahsedeceğim.
Ben İstanbul / Eyüp'te  ikamet ediyorum. Pazar günü Fındık hanım yüzünden (kendisi kedim olur) sabah 8 de uyandık kahvaltı, evi toparlama biraz temizlik derken saatin henüz 11 olduğunu fark ettim ve ne yapacağımı bilmez giyindim hazırlandım çıktım.

Amacım yürümek ama nereye ? Derken aklıma en son 5 yıl önce yaptığımız Balat gezisi geldi. O yaptığım gezide oldukça keyif aldığımı hatırladım ve Balat sahile kadar yürüdüm ve biraz dinlenmek için sahilde parkta oturup balık tutanları seyrettim.

Balat iskelesinin tam karşısındaki bir sokaktan girdim ve başladım gezmeye. Pazar günü olmasına rağmen sokaklar sakin.



 Birkaç esnaf dükkanı önünde gazete okuyor, birkaç çocuk sokakta oyun oynuyor. Kimi sokakta araç bile park edilmemiş boş hatta terkedilmiş gibi. Sessizlik iyi gelse de ben biraz sıkıldım açıkçası kulaklığımı çıkarıp taktım ve müzik dinleyerek gezmeye başladım.


Fotoğraf makinamı yanıma almadım bu sebeple telefonum ile çektim birkaç foto onları sizinle paylaşacağım elbette ama çok iyi değiller…

Sokaklar arasında gezinmeye devam ederken kimi zaman kiliseler ve çoğunlukla hayran kalacağınız eski rum evleri karşınıza çıkar Balat sokaklarında. 






Kimi tadilat edilmiş kullanılmaya devam ediliyor kimi ise çevresi koruma altına alınmış çöker yada yıkılır ise tehlikeli olmasın diye, bazıları ürkütücü ama baktığında eskiden kimleri gördü ne hayatlar üstünden geçti diye düşünmeden edemiyorsunuz. Bir tanesinin içine girmeyi cesaret ettim merdivenleri, kapıları pencere kenarları olağan üstü hep böyle bir evim olsun istedim diyebilenleriniz vardır aranızda. Dantel perdeleri panjurları hayal ettim içinde tertemiz ahşap kokan bir yeni hayat düşledim.

Sokaklar arasında ilerlerken karşıma çıkan yeni mekanları gördüğümde hayretler içinde kaldım. 5 yıl önce onlardan eser yoktu. Minik butik lokantalar, sevimli kahveler, sokaklara atılmış renkli sandalyeler karşınıza çıkmaya başlıyor.












 Neredeyim diye şüphe ettim bir an müthiş değişmiş iyi de olmuş tabi ama oraya ait roman vatandaşları sanki sokağının yabancısı olmuş gibi dolaşır hale geldiğini gördüm o beni üzmedi değil tabi. Eskiden sokaklarında iki bina arası asılı çamaşır yığınlarından eser yok. Sokak kedileri bil şanslı hale gelmiş her kapı önünde su ve mama bunu görünce çok mutlu oldum tabi. Mekanların dışındaki oturaklarda sedirlerde mutlaka bir iki kedi görmeniz mümkün.

Hava çok soğuktu ve tedbirsiz çıkmıştım, cumbalı kahvede sütlü bir filtre kahve içtikten ve bir minnoşu sevdikten sonra evin yolunu tuttum. 




Elbette daha iyi bir havada yanıma en yakın arkadaşım Gamze’yi de alıp tekrar geleceğim. Kısa gezimden aktaracaklarım bu kadar size de mutlaka bir gidin görün derim.
Hoşçakalın…



Hiç yorum yok: